1 Haziran 2024 tarihinde Madrid'de gerçekleşen Arap-İslami Ortak Olağanüstü Zirve sonrasında, Suudi Arabistan Prens Faisal bin Farhan bin Abdullah liderliğindeki bir bakanlık komitesi İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Alvarez ile bir araya geldi.
Çoğunlukla, İsrail'in Gazze Şeridi ve Rafah şehrini bombalaması, erken ateşkesin ve Gazze'ye insani yardımın gerekliliğinin yanı sıra tartışıldı.
Komite, İspanya'nın Filistin Devleti'nin tanınması ve Filistin halkının haklarını ve onurunu destekleme çabalarını takdir ettiğini, Filistin devletini teşvik etme ve iki devlet çözümü uygulamaya yönelik çabaları tartıştı.
Ortak Arap-İslami Olağanüstü Zirve, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faisal bin Farhan bin Abdullah'nın başkanlık ettiği Bakanlık Komitesi'ni 1 Haziran 2024'te İspanya Dışı Bakanı Jose Manuel Alvarez ile Madrid'de bir araya getirdi. Komiteyi oluşturan dört kişi arasında, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman bin Jassim Al Thani; Filistin Başbakanıdır Dr. Mohammed Mustafa; Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışı İşler ve Göçmenler Bakanı Ayman Safadi; Türkiye dışişleri bakanı Hakan Fidan ve İslam İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Hussein Ibrahim Taha yer aldı. İsrail'in Gazze Şeridi ve Rafah kentine yönelik saldırısı tartışmanın ana konusuydu.
Görüşme, derhal bir ateşkesin ve Gazze Şeridi boyunca önemli ve sürdürülebilir insani yardımın sağlanmasının önemini vurguladı. Komite, İspanya'nın Filistin devletini tanıması ve Filistin halkının 4 Haziran 1967'de Doğu Kudüs'ün başkenti olduğu bağımsız, egemen devletleri içinde saygınlıkla ve özgürce yaşama hakkı için yaptığı mücadelede yaptığı eylemleri takdir etti. Konferans, Komite'nin Filistin devletini teşvik etmek ve iki devlet çözümü uygulamaya koymakla ilgili çabalarını da inceledi. Bu değerlendirmeyi Arap Barış Başvurusunun ve diğer ilgili uluslararası girişimlerin bağlamında yaptık.
Delegeler, uluslararası toplumun Filistin devleti'ni tanıması ve bölgenin istikrarını sağlamakla birlikte Filistin halkının haklarını koruyan, hem anlamlı hem de kapsamlı bir barış için çaba göstermesi açısından ne kadar önemli olduğunu vurguladılar. Bunlar, Batı Şeria'daki tüm tek taraflı ve yasadışı İsrail operasyonlarının durdurulması, uluslararası hukuk ve insani standartların dikkate alınması ve İsrail işgalini masum sivil nüfusa karşı işlediği suçlardan sorumlu tutma ihtiyacını eleştirdiler.
